Hitit Üniverstesi Tıp
Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Bölümü Öğretim Üyesi
ve Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Nurcan Baykam, cep telefonlarının, günlük
yaşamda insanların en çok temas ettiği eşyalar arasında ilk sırada yer
aldığını, bu nedenle yeni koronavirüsün cep telefonları aracılığıyla bulaşma
riskinin çok yüksek olduğunu belirterek, "Cep telefonları, sık sık
antiseptik solüsyon emdirilmiş mendillerle temizlenmelidir" dedi.
Prof.
Dr. Baykam, yeni koronavirüs salgınına karşı alınması gereken önlemlerle ilgili
önemli tavsiyeler ve uyarılarda bulundu.
Koronavirüsün
bulaş yollarının çok iyi bilinmesi durumunda en doğru önlemlerin de
alınabileceğini vurgulayan Prof. Dr. Baykam, "Virüs, kişinin aksırması,
öksürmesi sonucu ağzından, burnundan çıkan damlacıkların ya direk olarak
karşısındaki kişinin yüzüne, gözüne, burnuna, ağız mukozasına temasıyla veya
indirekt olarak bu damlacıkların yüzeylere düşüp, bu yüzeylerden de öncelikle
el teması yoluyla tekrar göz, burun, ağız mukozasına taşınmasıyla bulaş söz
konusu olmaktadır. Bu damlacıklar öksürük aksırık ile ortama saçıldığında
içinde virüsü taşıyan partikülün ağırlığı ortalama 1-1.5 metre uzağa
ulaşabilmekte ve ardından yere düşmektedir. Dolayısıyla esas olarak iki türlü
korunma hedeflenmelidir. Birincisi, virüsü taşıyan kişiden çıkan damlacıkların
karşısındaki kişiye ulaşmasını önlemek için arasında 1.5 metrelik mesafe
bırakmak. Yani sosyal mesafeyi sağladığımızda, bir bulaş yolunun önüne geçmiş
oluyoruz. Uygulanması en kolay ve mümkün olan yöntem sosyal mesafenin
korunması. Bu dönemin olağanüstü bir dönem olduğunu idrak edip evlerimizde
kalarak, normalleşme sürecine daha çabuk ulaşmak için çok zorunluluk dışında
evimizden çıkmamak en kesin önlem uygulamasıdır.
Burada
hedef diğer insanlarla yanyana gelip bulaş olasılığını ortadan kaldırmaktır.
Ancak evde kalırken, bunu farklı algılayıp evde toplanmalar, misafir
ağırlamalar ise önce kendimizi sonra da insanlığı kandırmaktır. Devletin
uygulamaya koyduğu okulların tatil edilmesi, birçok işletmenin geçici
kapatılması gibi insanların bir araya gelmesini önlemeye yönelik tedbirler,
evde kalan kişilerin kalabalık toplantılar, ziyaretler gibi uygulamalar
yapmasıyla kötüye kullanılmamalıdır ve hedefinden uzaklaştırılmamalıdır.
Bulaşı
önleyen ikinci yol ise indirekt bulaşın önüne geçmeyi hedefleyen el yıkama
başta olmak üzere hijyen ve temizlik uygulamalarının çok dikkatle ve sık
uygulanmasıdır. Gün içinde elle temas ettiğimiz yüzeylerin enfekte olma
ihtimalinin yüksek olduğu düşüncesi ile temas sonrasında elimizi mutlaka
sabunlu suyla en az 20 saniye yıkamalıyız. O anda su sabuna ulaşamıyor isek
yanımızda taşıdığımız alkol bazlı el dezenfektanı veya kolonya ile elimizi
iyice oğuşturmak elimizin kontamine olmasını önler. Aksi taktirde kirli elimizi
ağzımıza, burnumuza veya gözümüze sürersek virüsü kendimize bulaştırmış
oluruz.
Görüldüğü
gibi en etkin yöntem hem kendimizi hem de sevdiklerimizi korumak için evde
kalmak, topluluklar oluşturmamak, sosyal mesafeyi korumaktır." diye
konuştu.
"Cep telefonları, ciddi kontaminasyon
(bulaştırma) kaynağı"
Özellikle
zorunlu olarak çalışmak durumunda olan insanların, işe gidip gelirken çok daha
hassas davranmaları gerektiğini dile getiren Prof. Dr. Baykam, şunları
kaydetti:
"İşe
gidip gelirken, sosyal mesafe kuralına riayet etmenin yanı sıra dolaylı
yollardan bulaşın önüne geçebilmek için bilmemiz gereken bazı önemli hususlar
var. Özellikle cep telefonu önemli bir kontamine olma aracı olarak
düşünülmelidir. Gerçekten cep telefonunu, bulunduğumuz ortamda genel alışkanlığımız
nedeniyle ortaya gelişi güzel bırakabiliyoruz, tekrar alıyoruz ve yüzümüze
temas ettiriyoruz. Telefonu bıraktığımız yerde kirlilik, virüs bulaşının söz
konusu olabileceği ihtimalini düşünerek hareket etmeliyiz. Diğer taraftan kendi
elimizle de telefonu kontamine etmemiz mümkün. Birçoğumuzun cep telefonlarının
kirlenme ihtimali ve temizliği ile ilgili çok duyarlı olmadığımızı ve bu yüzden
cep telefonlarının ciddi kontaminasyon kaynağı olabileceğini düşünüyorum. Cep
telefonları, sık sık antiseptik solüsyon emdirilmiş yumuşak mendillerle
temizlenmelidir."
Koronavirüse karşı evlerde temizlik nasıl olmalı?
Prof.
Dr. Baykam, koronavirüse karşı dezenfektanlarla temizliğin çok büyük önem
taşıdığını, ancak bunun da ölçülü yapılması gerektiğini belirterek, şöyle devam
etti:
"Özellikle
kontrolümüz altında olan, başka birilerinin gelip gitmediği, dışarı çıkıp
gelenin olmadığı bir evde, eğer virüs ile enfekte olan biri de yoksa, evde
ortamı normalden fazla su ve deterjanla silmenin anlamı yok. Ama bu eve bir
başka kişi dışarıdan girerse, enfekte olup olmadığından emin değilsek onun
dokunduğu yerler de hemen silinmeli ve bu yerlere dokunulduğunda eller hızla
yıkanmalıdır. Bunun dışında bazen gereksiz önlemler alındığını duyabiliyoruz.
Örneğin odanın dip köşe yerlerine dezenfekte edilmek üzere dezenfektan
püskürtülmesi veya havaya püskürtmek gibi. Oysaki temizlenmesi gereken yerler,
ellerin dokunulması muhtemel yerlerdir. Nerelerdir bunlar? Başta cep telefonu
olmak üzere kapı kolları, asansör düğmeleri, ziller, oturulan masalar, dışarıda
oturulan toplu taşıma koltukları, tutmaçlar, oturulan koltukların kollukları,
trabzanlar gibi herhangi bir şekilde el teması olan yüzeylerdir."
Evlerde sosyal mesafe uygulamalı mıyız?
Sosyal
mesafe kuralının, aynı evde yaşayan aile bireyleri arasında uygulanıp
uygulanmaması gerektiği konusuna da değinen Prof. Dr. Baykam, şunları söyledi:
"Evde
kişiler arasında eğer şüpheli bir durum yoksa, 14 gündür birliktelerse ve o
kişiler dış ortamda şüpheli kişilerle temas da etmediyse evde sosyal mesafe
uygulaması gereksizdir. Ancak birileri evin dışına çıkmış, topluma karışmış,
şüpheli bir temas ihtimali söz konusuysa ev içinde de sosyal mesafeyi uygulamak
lazım. Evde özellikle yaşlı veya bağışıklığı baskılayan hastalığı olan kişiler
varsa, dışarıya çıkıp gelen ve şüpheli temas ihtimali olan kişi, evdeki
yaşlılarına, hasta yakınına aralarında 1 metre mesafe koyarak ve ortak bardak
vb kullanmayarak önlemini alabilir. Dış ortamdaki şüpheli teması kesin ise o
zaman ev içinde çok daha dikkatle sosyal mesafe ve el hijyeni kurallarını
uygulamalı farklı odalarda durmaya özen göstermelidir“
"Bu virüse karşı koruyucu etkisi olduğu
kanıtlanmış özel bir gıda yok"
"Bu
hastalıkta da öncelikle virüse karşı daha dirençli olmak, bulaştığında daha
hafif seyretmesini sağlamak için kişinin sağlıklı ve bağışıklık sisteminin
güçlü olması çok önemli" diyen Prof. Dr. Baykam, "Bu da düzgün
beslenme, uyku düzeninin düzgün olması ve egzersiz yaparak sağlıklı bir yaşam
sürmekle mümkündür. Düzgün beslenme derken, mevyesini, sebzesini, proteinini,
karbonhidratını dengeli biçimde tüketmek gerekmektedir. Bu virüse karşı
koruyucu etkisi olduğu kanıtlanmış özel bir gıda yok. Dengeli biçimde beslenme
yeterlidir. Ek vitaminler alınması da normal beslenenler için önerilmez.
Olabildiğince düzenli uyumak bağışıklık sistemini güçlendirir. Birçok hastalığa
karşı danayıklı hale getirir. Egzersiz derken de dışarı çıkmadan ev
koşullarında kişinin bunu yapması mümkün olabilir." şeklinde konuştu.
Yeni koronavirüsle ilgili bilgi kirliliğine karşı
nasıl tutum sergilenmeli?
Prof.
Dr. Baykam, yeni koronovirüsle ilgili çok fazla yorum yapıldığını, bunun
virüsün çok iyi tanınmamasından kaynaklandığını ifade ederek, sözlerini şöyle
tamamladı:
"Dolayısıyla
bilgi kirliliğinin nedeni de bu virüsü halen çok iyi tanımıyor olmamızdır.
Dünya bu virüsle ilk defa karşılaştı ve şu anda o süreci hep birlikte
yaşıyoruz. Her gün bir önceki aylardaki vakalardan yeni bir veri ve bilgi elde
ediliyor, buna dayanarak yorumlar yapılıyor. Bunu farklı yorumlayarak bazen paniğe
bazen de rehavete kapılabiliyoruz. Bunları çok fazla dikkate almadan sadece
bilimsel kaynaklardan edindiğimiz ve esas olarak da, Sağlık Bakanlığı Bilim
Kurulunun ortaya koyduğu, bildirdiği, açıkladığı tavsiyeleri, önerileri ve
uyarıları dikkate almamız en doğrusu olacaktır."